İstirahat Raporu Almak Mı, Yoksa Vermek Mi

İstirahat Raporu Almak Mı, Yoksa Vermek Mi

24 yıllık hekimlik hayatımda gördüğüm odur ki, hasta için muayene olmak ve reçetesini alıp gitmek, muayene kuyruğu beklemek dışında çok rutin bir iştir.

Hasta gelir şikayetini söyler, muayenesini olur,alır reçetesini çıkar gider. Aynı hasta veya hastalık için iş rapora geldiğinde ise sorun vardır. Hasta rapor almayı ayrı bir iş olarak görür, hatta çoğunluğu için bir haktır. Şu kadar rapor hakkım var denir, daha rapor hakkımı doldurmadım denir. Öyle ya, rapor almanın hak olduğu daha ilkokul sıralarında çocukların beynine işlenir. Git rapor al denir çocuklara fütursuzca, çocukta raporun bakkaldan alınan ekmek gibi bir şey olduğu algısını yerleştirir beynine.

Ama hak olarak gördüğü raporu istemek muayene kadar rahat değildir hasta için, bazen araya katalizör konulmaya çalışılır, bazen tartışmaya girilir yüksek sesle hak olduğunu söyleyince, doktorun tırsacağını düşünür belki, belki de doktor ortaokul lise yıllarında öğrenememiştir, öğrensin garip raporun hak olduğunu diye bağırır,çağırır.

Doktor açısından ise rapor vermenin reçete yazmaktan bir farkı olmaması gerekir esasen, yoktur da zaten . Ancak yukarıdaki kaygılarla, rapor almak isteyenlere defansif yaklaştığımı z da bir gerçektir. Öyle ya, istirahat raporu istenerek alınması gereken bir şey olmasa gerek, muayene eden hekim gerek görürse zaten sen 3 gün, sen 5 gün istirahat et diye söylemez mi hastaya. Doğrusu söylemesidir ve söylemektedir de. Ancak yukarıda anlattığım öğretilerle hareket eden vatandaşımız sınırları zorlamaktadır. Hekim istirahat gerektirecek kadar hasta olmayan kişiye neden rapor versin ki.

Hastanelerde hastayı muayene edip, raporunu git Aile Hekimi versin diyen meslektaşlarımız olaya bu hassasiyetlerle mi yaklaşıp, hastayı Aile Hekimlerine rapor için yönlendiriyorlar acaba… Belki az oranda bir kısmını böyle düşünebiliriz.Bazen vatandaşlarımızın işlerini gördürmek için küçük manevralar yapabileceğini akıldan çıkarmamak gerek. Ancak büyük oranda hekim arkadaşlarımızın hastanelerdeki küçük bürokrasiyi ( başhekim ve servis şefi onayı gibi) kullanarak işlerini Aile Hekimlerine yıkma politikası olarak görmek yanlış olmasa gerek. Yoksa muayenesini yapıp reçetesini düzenleyip kolunu bacağını alçıya alıp, sonra raporunu git Aile Hekiminden al demenin( velev ki hasta acil serviste bile bakılmış olsun) hiçbir mantığı ve açıklaması olamaz. Bunun adı resmen görevini tam olarak yapmamaktır.

Burada yapılması gereken okullardaki eğiticilerden kaynaklanan bu yanlış bilgilendirme ve yönlendirmenin kaldırılması konusunda, Milli Eğitim Bakanlığının öğretmenlere yönelik bilgilendirme ve eğitimler yapmasıdır. Aynı şekilde Sağlık Bakanlığı yetkilileri de, yanlış yönlendirme ile hastaları Aile Hekimleri ile karşı karşıya getirenleri uyarmalı, bu konu hakkında eğitimler verilmesini ve herkesin üzerine düşen görevi yapmasını sağlamalıdır. Rapor alınan bir şey olmamalı hiçbir zaman. Rapor Hekim tarafından gerektiğinde verilen bir şey olarak anlatılmalıdır.

Son söz EĞİTİM ŞART.

Dr.Muhterem KOLAY

Konular